Tamamen tesadüfen karar verilmiş bir tatil planı ile, yer bulamadığımız için son anda 'boş geçmesin' düşüncesiyle gittiğimin bir yer. Safranbolu denince akla 'Lokum Memleketi' geliyor. Sizlere bu güzel şehre yolunuz düşerse uğramadan gitmemeniz gereken yerleri anlatacağım. Gerçi öyle çok mekan olmadığı için uğramadan edemeyeceksiniz zaten. (:
İlk olarak iki geceden fazla kalınamayacağı kanısındayım. Eski ve yeni yerleşim olarak ikiye ayrılmış bu şehir. UNESCO'nun koruma altına aldığı eski (tarihi) yerleşim merkezinde vintage konaklarda kalıp doya doya gezebilmek için iki gün ideal bence. Konaklama konusuna gelince, tarihi yerleşimde birçok konak var. Biz, İmren Lokum Konak'ta kaldık. Odaların ismi lokum çeşitleriydi ve odalar otantik, eski, tarih kokuyordu kısacası muhteşemdi. Küçük camlardan şehir merkezine bakılıyor, gaz lambalarını andıran minik ampullerle duvar lambaları bulunuyordu odada. Ayrıca cam kenarında uzun bir sedir vardı.
İlk gün şehir merkezini gezdik. Zaten 1-2 saatte gezilebilecek bir yer. Kahvaltıyı konakta yaptık. Muhteşem bir kahvaltıydı. Yiyecekler doğal olduğundan çok lezzetliydi. Kahvaltıdan sonra Yemeniciler Çarşısı'nda ki Boncuk Cafe'de közde Türk Kahvesi ve yanında böğürtlen şerbeti içtik. Cami avlusundan içeri girdiğinizde daracık sokakları ve küçücük dükkanları olan Eski Çarşı'nın ortasındaki yörük çadırı gibi tasarlanmış çok sevimli bir cafe. Gezdikten sonra tekrar konakta Rum Mantısı yedik. İlk defa Rum mantısı yedim ve mutlaka tavsiye ederim. Soya sosuyla yapılan, yoğurtsuz yenen bir mantı. Akşam ise Safranbolu'nun neredeyse tek elit denilebilecek restoranı olan Taş-ev 'e gittik. Oranın yemeklerini malesef tadamadım ama yöresel yemekler çok yoktu.
Ertesi gün turumuza kaldığımız yerden devam ettik. Önce Hıdırlık Tepesi'ne çıkıp tarihi Safranbolu şehrini oradan izledik. Daha sonra Kristal Teras'a gittik. Orada bir kanyonun kenarına camdan yapılmış bir zemin (balkon gibi) yapmışlar ve saydam olan zeminde havada duruyormuş hissi ile kanyonu izledik. Bence oldukça ürkütücü bir yerdi ama yine de keyifliydi. Kristal Teras'ın olduğu yer şehir merkezinden biraz uzakta olduğu için köylerin arasından gidiliyor ve Teras'ın biraz yakınında İncekaya Su Kemeri var. Onu da gördük. Fakat hamama ve Tarihi Kent Müzesine gidemedik. Hamamı bulamadık. Kent Müzesine giden yolda da yol çalışması olduğu için yolu kapatmışlardı. Hatta, kime müzeyi yerlilerden kime sorsak bize net bir cevap veremediği için bir türlü ulaşamadık. (:
Akşam, İmren Lokum dükkanının üst katındaki kendi restoranına gittik. Küçük küçük odaların içinde sade ve eski kokan harika bir dekor içinde oturup yemeklerimiz yedik. Orada yöresel yemeklerden bulabildik. (: Hepsinden tadabilmek için ortaya ikişer porsiyon söyleyip paylaştık. Peruhi, Bükme ve Etli Yaprak Sarma yedik. Peruhi içinde süzme yoğurt olan bir mantı. Ben tadını çok beğenmedim bana ekşi gelmişti ama yinede denemeye değerdi. (: Bükme ise kapalı ıspanaklı pide. Ispanaklı böreği de sevdiğim için bana çok lezzetli gelmişti. Hatta odaya dönerken paket yaptırdığımı hatırlıyorum. (: Ve sonuncu da Etli Yaprak Sarma. Küçük güveçlerde yapılmış içinde kuşbaşı etler olan bir sarma. Sarmayı sevmeyen yoktur sanırım. Denememek için hiçbir sebep yok (:
Safranbolu, daracık tarih kokan sokakları, minik pencereli sevimli konakları ve sıcak halkıyla görülmesi gereken bir yer. İyi ki asıl istediğimiz yerde rezervasyon yaptıramayıp Safranbolu'ya gitmişiz. Ocak ayında gittiğimiz için çok turist de yoktu. yoğun bir kalabalık olmadığı için de bunalmaya fırsatımız olmadı. Gönlümüzce dolaşabildik daracık sokaklarda. Şehrin meydanındaki camiye çok yakı olduğumuz için okunan her ezanla huzur bulduk. Ayrıca lokumları (suyundan olduğu söyleniyor) dünyada tek diyebilirim. (:
Eğer yolunuz o taraflara düşerse Safranbolu'ya mutlaka gitmelisiniz, görmelisiniz. Ülkemizde bu kadar güzel ve tarih kokan yerler varken görmemek çok üzücü.
Yazımın altına Safranbolu Belediyesi'nin ve kaldığımız konağın internet sitelerini koyuyorum. Merak edenler, bir göz atın derim. (:
Not: her anlattığım mekanın fotoğrafını çekemedim fakat çektiklerim bence oraya gitmek için biraz da olsa teşvik edici. (:
Keyifli okumalar,
Zeyrik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder