31 Ekim 2015 Cumartesi

Mükemmel Sonbahar Kırmızısı Mac Chili




                                  

     Sonbahardan kışa geçerken, tüm kalın ve koyu renkli giysiler dolaplarda yerini alırken, yazlık makyaj malzemeleri de arka raflara konuyor ve koyu renk rujlarımız sezonun favorileri oluyor tekrar. Yazımda, tam bu sezona uygun renkte olan Mac Chili rujdan bahsedeceğim size.

     Mac Chili'yi yazın nude tonlarda ruj ararken gördüm ve aldım. Bence rengi yaz sezonu için uygun değildi ve bu zamana saklamaya karar verdim.

    Bordo rujlar her zaman birinci sıradadır benim için. Mavi alt tonlu kırmızılar, sarı alt tonlulardan daha çarpıcı etki veriyor. Bu nedenle, tabi eğer yoğun etki istiyorsanız en soğuklarda kullanıma daha uygun bence. Ama geçen kıştan beri sonbahar mevsimine uygun bütünlükte, sıcak tonlu kiremit-kırmızı renginde ruj arıyordum. Chili istediğimi tam anlamıyla karşıladı. 




     
      Chili'nin içeriğine gelirsek, turuncu ve sarı alt tonlu bir ruj. Mavi alt tonu sevmeyenler için son derece uygun. Rengi tam olarak, kahve ve turuncu kırmızı, hafif kiremit rengi. İçinde kahvelik barındırması nedeniyle tam bir sonbahar kırmızısı bence. Mat dokulu, opak bitişli. Yoğun pigmentli olması sebebiyle uzun süre kalıcı. Fakat bir Diva değil (: Dudak kalemiyle birlikte uygulandığında daha iyi sonuç verebilecek bir ürün.

     Bu aralar en favori rujum. Havaların daha da soğumasıyla beraber yerini mavi alt tonlu bordo ve kırmızılara bırakacak ama asla kendini unutturmayacak bir renk bence. Mac'a uğrarsanız mutlaka bakın derim.
Sevgiler

21 Ekim 2015 Çarşamba

Nişan Hazırlıkları - Alyans, Takı & Nişan Yastığı




     Aslında nişan merasimi, sözün daha geniş topluluk içinde olanı bence. Sonuçta aynı merasim yapılıyor, olay sadece olay biraz daha netlik kazanıyor, evliliğe bir adım daha yaklaşılıyor. Hazırlık kısmında ikisi arasındaki detayları nişan hazırlığı içindeyken daha net fark ediyorsunuz. Biz söz için tepsi ve ince bir yüzük tercih etmiştik. Buradaki yazımdan o başlığa ulaşabilirsiniz. Nişanda da aynı tepsiyi kullanmak istemedik. O yüzden farklı bir tercih yaptık. Detaylara gelecek olursak;

Alyans & Takı

     Bu yazımdaki en zor seçim bence alyanstı. Karşınıza milyonlarca seçenek sunuyorlar. Aslında ne kadar çok kuyumcu gezerseniz gezin belli bir zamandan sonra bütün alyanslar gözünüze aynı geliyor ve kararsızlık başlıyor.

     Sözde alyans alanlar da var. Tercih meselesi tabi, kişiden kişiye değişir. Biz sözde ince yüzük tercih etmiştik, nişanda alyans almayı planladığımız için. Zaten sekiz ay sonra nişan olacaktı. O zamana kadar aile arasında takıldığı için sözde alyans tercih etmemiştik.

   Nişan zamanı geldiğinde, söz yüzüğü seçerken nişan için alyansı da bir şekilde belirlemiştik kafamızda. Alyansı daha kalın, hareketli ve modern düşündük hep. Çünkü söz yüzüğümüz neredeyse yok gibiydi. İnceliği biraz abartmışız (:

   Çok fazla kuyumcu gezmedik, birkaç kere internetten bakındık ve ne tarz bir şey istediğimize karar verdik. Daha sonra kuyumcuya gidip bize o modelleri göstermesini istedik. Tabi ki tüm modellere de baktık. (: Hepsini denedik. İki tanesini eledik. En sonunda kararımızı verdik. Fakat bu yüzük fotoğraftaki sarıydı ve ortasından beyaz şerit geçiyordu. Biz sarı istemediğimiz için gümüş yaptırdık ve ben biraz daha kalınlaştırdım yüzüğü. Yüzüklerimiz hazır olduğunda kesinlikle doğru seçimi yaptığımızı fark ettik. (:

    Takıya gelince, sarı renkten hoşlanmadığım için beyaz altın bir set tercih ettim. Sade, abartıdan uzak bir set. Herkesin zevki farklı tabi ki. Ben fazla aramadan bu sete karar vererek, zevkime ve nişana uygun bir seçim yaptığıma inanıyorum.(:








Nişan Yastığı

    Girişte de dediğim gibi, söz tepsisini nişanda kullanmak istemedik. Yeni bir tepsiyi de gerekli görmediğimiz için annem fotoğrafta gördüğünüz nişan yastığını hazırladı. Yüzükleri kurdelenin uçlarına bağladık. Makası da kenarına koyduk. Abartıdan uzak, sade ve şık bir tasarım olduğu için de anneme burdan çok teşekkür ediyorum. (:

    


 Nişan hazırlık sürecinde ister istemez geriliyor insan. Birbirimizi kırmadan, en az hasarla bu işleri halletmeye çabalamak aslında en önemlisi. Sonrasında, pişman olmayacağınız bir tercih geliyor. 

Sevgiler





17 Ekim 2015 Cumartesi

Nişan Hazırlıkları - Bohça Alışverişi




     Herkese merhaba!

     Bir süredir başlıklara ayırdığım 'Nişan Hazırlıkları'nın ikinci başlığıyla buradayım. Bu başlıkta, keyifli, heyecanlı ama çok yorucu, adet yerini bulsun diye yapılan bir alışverişten bahsedeceğim.

    Biz söz zamanı da bohça hazırlamıştık. Buradan ulaşabileceğiniz 'Söz Bohçası Alışverişi' yazımda da dediğim gibi aslında günlük kullanım için sade ve kendi seçimlerimizle küçük bir hediye olmuştu bizim için bu bohça. Fakat nişan bohçası söz alışverişinden biraz daha detaylı oldu tabi ki. Ayrıntılara gelince; bizim damat bohçası için hazırladığımız liste,

  • Bir takım giysi, kemer
  • Ayakkabı, cüzdan
  • Bir takım iç çamaşırı
  • bir takım pijama
  • Terlik, çorap
  • Parfüm, deodorant
  • Tırnak makası seti, tarak, saç kurutma makinesi, lif, sabun
  • Ekstra bir kazak
  • Bavul

      Gelin için de aynı liste içinde farklı olarak makyaj malzemeleri vardı. Aslında listeye farklı şeyler de ekleyebilirsiniz tabii. Benim araştırdığım kadarıyla tıraş makinesi - ki biz onun yerine saç kurutma aldık çünkü damat bey kendi tıraş olmuyor-, şampuan,kulak pamuğu, kravat, damatlık, kol düğmesi gibi şeyler de konabiliyor. Ama biz yine (sözde olduğu gibi) kenarda durmasın düşüncesiyle kullanabileceğimiz şeyler almayı tercih ettik. Şampuan, kulak pamuğu gibi parçalar koymak yerine minik, dekor amaçlı seyahat boyu şampuan ve duş jeli koyduk. Röpteşambır almadık, gereksiz geldi ki zaten kullanmayacağını damat bey kendisi söyledi. (:

      Alışveriş merkezinde bohça alışverişi yapmak söz zamanında memnun kaldığımız bir durum olduğu için bu sefer da Akasya'da buluştuk. Bütün listeyi bir günde bitiremedik elbette. Ama beden ölçüleriyle alınanları aldık. Şimdiden belirtmem gerek, o gün için en rahat giysi ve ayakkabılarınızı tercih edin. (: Çünkü kısa bir alışveriş olmuyor. yaklasış 6- 7 saat sürebiliyor. Gerçi kişilere de bağlı bir şey ama ben buraya not alıyım yine de . (:

      Ben kendi bohçam için siyah kumaş pantolon ve beyaz dantel detaylı bluz ve siyah deri detaylı elbise aldım. Günlük giyilmeye (çalışmıyorsanız) pek müsait olmasa da davetlerde giyilebilecek parçalar seçtim. Makyaj malzemesi olarak, ruj, rimel, göz kalemi ve BB krem aldım. Parfüm ise Acqua di Gioia'ydı. Klasik, pudra rengi saten bir pijama takımı, siyah topuklu sandalet, yazlık ev terliği ve sade iç çamaşırı seçtim.

   Damat için krem kanvas pantolon ve koyu yeşil keten gömlek, lacivert ayakkabı, kahverengi kemer aldık. Röpteşambır istemediği için kendi seçimi penye pijama takımını tercih etti. Parfüm olark Spice Bomb'ı tercih etti. Geriye kalan parçaları da kayın validelerin tercihine bıraktık. (:

       Bohçaları yerleştirmek için de bavullar aldık. İlk başta bavul gözüme çok abartı göründü. Çünkü diğer bohça alışveriş listelerini görünce onlar anca bavula sığar diye düşünüyordum. Sonra, bavulu doldurmaya başlayınca sığmayacak korkusu yaşamadım değil. (: kozmetik malzemeleri için de ferforje obje aldık, onun içine koymayı planladık.

   Nişan bohça alışverişi marka tercihlerine göre yaklaşık olarak, 1500 - 4000 arası değişebiliyor. Benim bohça alışveriş maceram bu şekilde sonlandı. Umarım fikir açısından yardımcı olabilmişimdir. Söz bohçasına göre daha detaylı ve bir o kadar da yorucu olan bu alışverişi tün gelinlerin yaşaması dileğiyle.
Sevgiler



15 Ekim 2015 Perşembe

Nişan Hazırlıkları - Mekan Seçimi



      Dört ay önce nişanlanmama rağmen, uzun zamandır bu kategoriyi boş bıraktım farkındayım. Hazır söz, nişan sezonundayken taze taze yazmak istedim. (: Nişan hazırlıklarını kendime göre başlıklara ayırdım ve ilk başlık olan 'Mekan Seçimi'yle başlamak istedim. Başlayalım (:

    Nişan yapmaya karar verdikten sonra (Biz Ekimde söz yazın da nişan olarak karar verdik), öncelikle mekan aramaya başladım. Yaz sezonu kısa olduğu ve açık alanda nişan düşündüğümüz için araya Ramazan da girince nişan zamanına biraz da mekan karar vermiş oldu. Yaz sezonundaki nişan için mekanla Aralık ayında anlaştık. Çünkü İstanbul'da istediğiniz mekan için erken rezervasyon gerekiyor. Bunu, Kasımda opsiyonlu ayırmamıza ve Aralık'ın başında kesinleştirmemize rağmen hafta sonu yer bulamadığım zaman daha açık bir şekilde anladım. (: Tabi bu anlattıklarım İstanbul için geçerli, diğer şehirleri bilemem.

   Mekan seçerken, kaç kişilik davet vereceğinize ve hayalinize öncelik verin derim. Kendi tecrübelerimden yola çıkarak; hayalim deniz kenarında bir mekan ve küçük bir davetti. Ailelerimiz de fikrimize saygı gösterince, deniz kenarı olmayan mekanları eledik ve daha önceden kriterlerime göre hazırladığım listeyle gezinmeye başladık. Aslında ilk düşüncemiz Sultan Sarnıcı'nda nişan yapmaktı ama orada otopark sıkıntısı olduğundan ve Anadolu yakasında oturduğumuz için bu fikirden malesef vazgeçtik. Gerçi deniz kenarı değildi ama tarihi bir mekana da asıl hayır diyebilirdim. (:  Fenerbahçe'de ki mekanlarda hafta sonu yer bulamayınca panik yapıp Çamlıca'da ki köşklere bakmaya başladık ve kardeşimin aklına Mihrabat Korusu geldi. İnternetten araştırıp, mekana gidip bakınca ve içime sinince orayla anlaştık. böylece en büyük hayallerimden biri gerçekleşmiş oldu. Bu kadar deniz hastası olduğumu da bu sayede anladım. (:

      Mihrabat Korusu'nda genelde düğün organizasyonları yapılıyormuş. Toplu bir paket alıyorsunuz daha doğrusu ödediğiniz ücretin içinde fotoğraf, süsleme, yemek ve müzik hizmetleri var. Anlaşmalı oldukları firmalarla görüşüp anlaşıyorsunuz. Böylece, hepsiyle ayrı ayrı uğraşmamış oluyorsunuz. (:

      Ben nişan mekanını hayallerime göre seçtim. Ama mekan seçerken davetli sayısı da hayaller kadar önemli yer kaplıyor. Bu işi pürüzsüz şekilde halletmek ve yorulmadan mekan aramak için mutlaka detaylı hazırlanmış bir liste yapmanızı tavsiye ederim. Her ne kadar kolay görünse de, mekanı seçtikten sonra ne kadar yorucu ve stresli bir iş olduğunu fark ediyorsunuz.

    Nişan hazırlıklarının öteki başlıklarını ilerleyen zamanlarda yazacağım. Evlilik sürecindeki tecrübelerimle size yardımcı olabiliyorsam ne mutlu bana.(:
Sevgiler





11 Ekim 2015 Pazar

Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna




     Bu kitabı geçen kıştan beri çok satanlar kısmında görüyordum. Gözüme çarptı çarpmasına ama nedense daha yeni alıp okudum. Sabahattin Ali'nin okuduğum ilk kitabı. Tabi bu söylediklerimin hepsini utanarak söylüyorum. Çünkü böyle bir eseri daha önce nasıl gözden kaçırdığıma ve kitapları bu kadar severken nasıl ülkemizin usta kalemlerine hakaret eder gibi bu kısacık öyküyü bile nihayet okuyabilmeme çok kızıyorum.


     Elimdeki kitap, Yapı Kredi Yayıları'nın 72. baskısı. İlk basımı 1943 yılında olan kitabın 72. baskısında da dil ve anlatımında sadeliğe gidilmemiş. Eski Türkçe kelimeleri dipnot eklenerek şimdiki anlamları sayfanın altına yazılmış. Bu zaten benim için başlı başına cezbedici bir durum.

     İçeriğinden bahsetmek gerekirse; kitabın başlarında bir ara sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Fakat Raif Efendi'yi -ki kendisi bizim baş karakterimiz olur- okumaya başladıktan sonra keşke biraz daha uzun olsaydı diye düşünmeden edemedim. Haddime olmayarak söylemeliyim ki, karakterler kusursuz işlenmiş. Raif Efendi benim kırk yıllık dostum sanki... Aynı zamanda, diğer karakterler ve o zamanki sosyal yaşam açık ve yoğun şekilde yansıtılmış. Kitabın akıcılığı, büyük bir edebi eser olmasına rağmen ağır değil. Evet, kısa bir roman da olsa -ki yazar roman erine uzun hikaye demeyi tercih ediyormuş- baştan sona yoğun bir kurguya sahip.

     Ben okumakta çok geç kaldım. Ama sonunda okudum ve kitaplığımda kendisine yer verdim bu esere. Okumayanlar ve okumakla okumamak arasında kalanlar hala varsa eğer hiç vakit kaybetmeden almalısınız.

Sevgiler

8 Ekim 2015 Perşembe

Efsane Bordo, Mac - Diva




     Koyu renk ruj sürmek kolay bir şey değildir. Önce, kendi cilt tonuna uygunu bulacaksın, alıştırma yapacaksın, ruja uygun göz makyajını bulacaksın. Düzgün uygulayabilmeyi öğrendiğinde tamamsın. Aynı zamanda koyu renk ruj sürmek biraz da cesaret isteyen bir şey. Gece makyajı dışında, günlük kullanım için alışkın olmayanlar ilk zamanlarda oldukça zorlanabilir.

    Bordo ruj alışkanlığı kazanmak benim için ilk başlarda zor oldu. Beyaz tenli biri olarak kıpkırmızı ya da kopkoyu dudaklarla gezmek basit görünüm oluşturuyor diye düşünüyordum. Ama cilt tonuma uygun bordoyu ve kırmızıyı bulduktan sonra bu düşüncelerin hepsinin silindiğini fark ettim.










    Bu yazıda adıyla büsbütün uyumlu olan efsane bordo rujdan bahsetmek istedim; Mac Diva Matte. Mat bitişli, fazlasıyla yoğun bordo olan bu kırmızı alt tonlu ruh tam bir Diva. (: Başka bir isim bu mükemmeliyeti ne kadar yansıtabilirdi bilmem.

     Dediğim gibi, kırmızı alt tonlu olan Diva'nın uygulaması da zor. İlk bordo rujum olduğu için aramızda çok özel bir bağ bulunan bu ruju sürdüğümde, yeni kan emmiş vampir gibi oluyordum. Çünkü dudaklarımda rujun yoğunluğundan dolayı koyu renk parçacıklar toplanıyordu. Fakat daha sonra ruju uygulamadan önce, dudaklarımı hafif balm sürerek yumuşattıktan sonra bu problemden kurtuldum. Ayrıca, Diva'yı dudağımı kalemle çerçevelemeden sürmek istemiyorum. Çok yoğun ve kalıcı olduğundan hata yapıldığında çıkarması çok zor oluyor. Ruju sürdükten sonra dudak kenarları pürüzsüz olsun diye de Eklips'in ruj fırçasıyla bir kere kenarlarından geçiyorum. Böylelikle daha düzgün çerçeveli dudaklarım olmuş oluyor.




 Önümüzde uzun süreli kış mevsimi var ve kapalı havalarda koyu renk ruj sürmeyi sevenler ve bordo ruj arayanlar için Mac'e gidip bakın derim. Şu zamana kadar çevremde çok fazla Diva kullanan oldu ve açık ya da koyu ten ayırt etmeden herkese yakışan, basit görünmeyen başka bir ruj daha görmedim ben. (:

Sevgiler

4 Ekim 2015 Pazar

Volga Kurbanzade - Kısmet






        Üniversite son sınıfta tanıdığım ve  sevdiğim bir hocamın kitabı Kısmet. Kendisinden kitabının çıktığını duyduğum anda alıp okumak istediğim ama bir türlü bulamadığım bu kitabı sonunda okumayı başardım. İçeriğine gelecek olursak...

      Kitap, kapağında da yazdığı üzere 'bir aşk ve devrim öyküsü' nü anlatıyor. Üç ana karakter var ve Paris'te bir araya geliyorlar. Roman, 20. yüzyılın başında, Jön Türk ve Rus Devrimi'nin yanı sıra farklı ülkelerden üç insanın aşkını anlatıyor. Siyaset Bilimi mezunu biri olarak, kitabın konusu ilgimi çekti ve keyifle okudum. Hocam diye demiyorum, devrim süreçlerini kusursuz ve akıcı bir dille anlatmış. (: Zaten kitabın son sözünde de görüşmelerin birebir alıntı olduğunu, romanın gerçekle kurgu arasında geliştiğini ifade etmiş.

         Romanın bir konusunun devrim ötekinin aşk olduğunu söylemiştim. Olay örgüsündeki aşk kısmına gelince; bence bu kısım çok kopuktu. Karakter tanımlaması da aynı şekilde... Yani, bir romanı okurken, okuyucu karakterin her ayrıntısını bilmeli ve onu çok uzun zamandır tanıyormuş hissi olmalı. Bu detayları ben alamadım kitaptan. Aynı zamanda, aşk öyküsü de kafamda soru işaretleri bıraktı. Aralarda çok fazla boşluk olduğunu düşünüyorum.

       Evet, kitap oldukça yoğun ve sürükleyiciydi. Devrim hikayesi boşluksuz ve açıktı. Ama, aşk kısmının kopuk bir kurgusu olduğu için kitapla tam olarak bütünleşemedim. Zaman çok hızlı aktı ve kimi anlatıyor, en son neredeydi gibi sorular oluştu aklımda.

    Birçok ülkeye gittiler, arada aşk uğruna Manş Denizi'ni geçen bir kadın... Bu kadar kopukluğun arasında bazı kısımları anlamsız ve abartı geldi bana. Başlangıç da aynı şekilde farklı ve kopuk bir başlangıçtı. Olayı kavramayı, hikayeyi kafamda kurup, oturtup o şekilde ilerlemeyi zorlaştırdı bence. Ama yine de, tarih içeren romanları sevenlerin okuması gerekir diye düşünüyorum. Ülkesi uğruna gözünü kırpmadan mücadele veren güçlü kimliklerin hikayesi kimi zaman değişik gelebilir insana...

Keyifli okumalar

3 Ekim 2015 Cumartesi

Maybelline Master Smoky Göz Kalemi








     Dumanlı göz makyajını çok seviyorum. Özellikle gece makyajı için inanılmaz bir tercih. Çok denedim, fakat yaptığım göz makyajı bir türlü dumanlı olmadı. Yazın sonunda araştırma yaparken keşfettim ve aldım hemen Maybelline Master Smoky'i! Dumanlı göz makyajını bu kadar istedikten sonra değerdi doğrusu.

     İndirimsiz fiyatı 20TL ama indirimle daha bir tatlı oluyor tabi (: Aslında, şekli kalın ve yapısı yoğun olduğu için günlük kullanıma uygun değil ama, dumanlı göz makyajı için kullandığınız zaman  fiyatının daha fazla olması gerektiğini düşündüren bir ürün. Birkaç farklı rengi var. İlk indirim zamanı kahverengi olanı da almayı düşünmüyor değilim. (:

   Rengi çok yoğun, biraz fazla uygulayınca kajal kalemler kıvamında olabiliyor. Ama arka tarafındaki makyajı dumanlı yapmak için olan fırça ile istediğiniz tona ve şekle getirebiliyorsunuz rengi. Yani, istediğiniz yoğunluğa ulaşabiliyorsunuz. Hatta, minik bir hata yaptığınız zaman, fırçasıyla onu yok etmeniz mümkün. Ben gözümün bitiş kısmına kuyruk yaparak, elimi kaydırdığım için biraz fazla kaçan çizgiyi yok ettim mesela. (: Kalıcılık konusunda da harika. Uzun süre varlığını sürdürüyor ve dağılma oranı çok az. Bildiğiniz üzere, kesinlikle dağılmayan göz ürünü maalesef yok. Fakat, bu kalemin süresi minimum seviyede.

     Master Smoky, kullanımı ve kalıcılığı açısından son derece memnun kaldığım bir ürün. Ayrıca, önümüzdeki kış mevsiminde, dumanlı göz makyajı yapmak isteyenler için oldukça pratik. Ama, herkes bilse de  yine söylemekte fayda var; unutmayın, far bazı kullanmadığımız sürece hiçbir göz makyajı uzun soluklu olmuyor maalesef.
Sevgiler