8 Temmuz 2015 Çarşamba

Safranbolu





      Tamamen tesadüfen karar verilmiş bir tatil planı ile, yer bulamadığımız için son anda 'boş geçmesin' düşüncesiyle gittiğimin bir yer. Safranbolu denince akla  'Lokum Memleketi' geliyor. Sizlere bu güzel şehre yolunuz düşerse uğramadan gitmemeniz gereken yerleri anlatacağım. Gerçi öyle çok mekan olmadığı için uğramadan edemeyeceksiniz zaten. (:

     İlk olarak iki geceden fazla kalınamayacağı kanısındayım. Eski ve yeni yerleşim olarak ikiye ayrılmış bu şehir. UNESCO'nun koruma altına aldığı eski (tarihi) yerleşim merkezinde vintage konaklarda kalıp doya doya gezebilmek için iki gün ideal bence. Konaklama konusuna gelince, tarihi yerleşimde birçok konak var. Biz, İmren Lokum Konak'ta kaldık. Odaların ismi lokum çeşitleriydi ve odalar otantik, eski, tarih kokuyordu kısacası muhteşemdi. Küçük camlardan şehir merkezine bakılıyor, gaz lambalarını andıran minik ampullerle duvar lambaları bulunuyordu odada. Ayrıca cam kenarında uzun bir sedir vardı.

   
     İlk gün şehir merkezini gezdik. Zaten 1-2 saatte gezilebilecek bir yer. Kahvaltıyı konakta yaptık. Muhteşem bir kahvaltıydı. Yiyecekler doğal olduğundan çok lezzetliydi. Kahvaltıdan sonra Yemeniciler Çarşısı'nda ki Boncuk Cafe'de közde Türk Kahvesi ve yanında böğürtlen şerbeti içtik. Cami avlusundan içeri girdiğinizde daracık sokakları ve küçücük dükkanları olan Eski Çarşı'nın ortasındaki yörük çadırı gibi tasarlanmış çok sevimli bir cafe. Gezdikten sonra tekrar konakta Rum Mantısı yedik. İlk defa Rum mantısı yedim ve mutlaka tavsiye ederim. Soya sosuyla yapılan, yoğurtsuz yenen bir mantı. Akşam ise Safranbolu'nun neredeyse tek elit denilebilecek restoranı olan Taş-ev 'e gittik. Oranın yemeklerini malesef tadamadım ama yöresel yemekler çok yoktu.

     Ertesi gün turumuza kaldığımız yerden devam ettik. Önce Hıdırlık Tepesi'ne çıkıp tarihi Safranbolu şehrini oradan izledik. Daha sonra Kristal Teras'a gittik. Orada bir kanyonun kenarına camdan yapılmış bir zemin (balkon gibi) yapmışlar ve saydam olan zeminde havada duruyormuş hissi ile kanyonu izledik. Bence oldukça ürkütücü bir yerdi ama yine de keyifliydi. Kristal Teras'ın olduğu yer şehir merkezinden biraz uzakta olduğu için köylerin arasından gidiliyor ve Teras'ın biraz yakınında İncekaya Su Kemeri var. Onu da gördük. Fakat hamama ve Tarihi Kent Müzesine gidemedik. Hamamı bulamadık. Kent Müzesine giden yolda da yol çalışması olduğu için yolu kapatmışlardı. Hatta, kime müzeyi yerlilerden kime sorsak bize net bir cevap veremediği için bir türlü ulaşamadık. (:

     Akşam, İmren Lokum dükkanının üst katındaki kendi restoranına gittik. Küçük küçük odaların içinde sade ve eski kokan harika bir dekor içinde oturup yemeklerimiz yedik. Orada yöresel yemeklerden bulabildik. (: Hepsinden tadabilmek için ortaya ikişer porsiyon söyleyip paylaştık. Peruhi, Bükme ve Etli Yaprak Sarma yedik. Peruhi içinde süzme yoğurt olan bir mantı. Ben tadını çok beğenmedim bana ekşi gelmişti ama yinede denemeye değerdi. (: Bükme ise kapalı ıspanaklı pide. Ispanaklı böreği de sevdiğim için bana çok lezzetli gelmişti. Hatta odaya dönerken paket yaptırdığımı hatırlıyorum. (: Ve sonuncu da Etli Yaprak Sarma. Küçük güveçlerde yapılmış içinde kuşbaşı etler olan bir sarma. Sarmayı sevmeyen yoktur sanırım. Denememek için hiçbir sebep yok (:

     Safranbolu, daracık  tarih kokan sokakları, minik pencereli sevimli konakları ve sıcak halkıyla görülmesi gereken bir yer. İyi ki asıl istediğimiz yerde rezervasyon yaptıramayıp Safranbolu'ya gitmişiz. Ocak ayında gittiğimiz için çok turist de yoktu. yoğun bir kalabalık olmadığı için de bunalmaya fırsatımız olmadı. Gönlümüzce dolaşabildik daracık sokaklarda. Şehrin meydanındaki camiye çok yakı olduğumuz için okunan her ezanla huzur bulduk. Ayrıca lokumları (suyundan olduğu söyleniyor) dünyada tek diyebilirim. (:

   Eğer yolunuz o taraflara düşerse Safranbolu'ya mutlaka gitmelisiniz, görmelisiniz. Ülkemizde bu kadar güzel ve tarih kokan yerler varken görmemek çok üzücü. 
Yazımın altına Safranbolu Belediyesi'nin ve kaldığımız konağın internet sitelerini koyuyorum. Merak edenler, bir göz atın derim. (:
     Not: her anlattığım mekanın fotoğrafını çekemedim fakat çektiklerim bence oraya gitmek için biraz da olsa teşvik edici. (:  




















Keyifli okumalar,
Zeyrik

6 Temmuz 2015 Pazartesi

Livaneli - Konstantiniyye Oteli




      Livaneli'nin 'Serenad' kitabını görmüştüm ilk. Alıp okumayı çok istedim ama bir türlü fırsat olmadı ve araya başka kitaplar girdi. İnternetten yeni belirlediğim kitapların arasına bu kitabı da merakımdan ve artık Livaneli'nin bir kitabını okumalıyım diyerek siparişini verdim. İyi ki vermişim. (:



     Livaneli'nin okuduğum ilk kitabı olan bu 'Konstantiniyye Oteli', zaten okumaktan zevk aldığım İstanbul ve Bizans gibi konuları işlemiş. Kitabın arkasındaki yazıyı okuyup kitabı satın almamak imkansız zaten. Büyük bir merak uyandırdı bende. Kapağı desen ayrı bir olay. (: Oldum olası böyle kapaklardan hoşlanmışımdır zaten.

     Kitapta çok fazla karakter var. Olaylar kısa bölümler halinde, bazıları tam anlamıyla gerçek, bazıları bana oldukça hayal ürünü gelen hikayelerden oluşuyor. Tek bir kişiye bağlı kalmadan kaleme alınmış bu kitap İstanbul'un bir gerçeğini farkettiriyor bize. Kitapta hoşlanmadığım tek kısım olayın üçüncü tekil şahısla anlatılması. Yani olayları başkasından dinliyormuş gibi değil de, bizzat yaşıyormuş gibi kaleme alsa daha derin bir roman olurdu düşüncesindeyim.

     Her bir ayrıntıyı su gibi berrak işlemiş yazar ve okurken dikkatimin çabuk dağıldığını düşünürsem, kopukluklar yaşamadım. Kitabı okumayı düşünenler, kesinlikle tavsiye ederim. (:

Kendime not: Livaneli'nin diğer kitaplarını da okumam gerekenler bittiği gibi almalıyım. (:

Sevgilerle
Zeyrik



5 Temmuz 2015 Pazar

Clean&Clear Losyonları





   Clean&Clear ürünlerini hepimiz hatırlıyoruzdur. Genellikle tam ergenlik zamanı keşfedilen turuncu renkli losyonu (yanlış hatırlamıyorsam) herkesin evinde gördüm diyebilirim. O zamanlarda ortaya çıkan kocaman sivilcelerime çok güzel bir sonuç olmamıştı ve ben de bir işe yarmıyor düşüncesiyle kullanmayı yıllar önce bırakmıştım. 

   Geçenlerde (tabi bu geçenler blog yazmayı düşündüğüm fakat bir türlü kafamda netleştiremediğim zamanlara denk geliyor) arkadaşımın yanına şehir dışına gitmiştim ve yanıma makyaj temizleyici almayı unuttuğum için ondan kullanmıştım. Makyajımı bir güzel temizledikten sonra bir losyonu olduğunu ve cildi ferahlattığını söyledi ve pamuğa döküp bana verdi. Yüzüme sürdüğümde inanılmaz bir ferahlama hissettim ve aynı inanılmazlıkla cildimin ne kadar kirli olduğunu pamukta gördüm. O görüntü karşısında utanarak adını sordum ve bana Clean&Clear olduğunu söyledi. Tabiki İstanbul'a döndüğüm gibi hemen edindim bir tane. (:

    Bu yanda görmüş olduğunuz ürün yukarıda bahsettiğim ferahlatan losyon. Yukarıda da anlattığım gibi makyajınızı çıkarıp sabunla yüzünüzü temizlemenize rağmen, losyonu uygularken o pamuğun rengini değiştiriyor. Çoğu cilt temizleme ürününü düzenli kullanmam ama bu ürünü her akşam mutlaka uyguluyorum yüzüme. Hem çok ferahlatıyor hem de yüzümdeki gün içinde birikenlerden kurtulmuş oluyorum. Ayrıca düzenli kullanıldığında sivilce oranını azaltıyor ve cildi daha sağlıklı yapıyor. Yağlı cilde sahip olduğum için hiç tahmin etmediğim zamanlarda bile yüzümde sivilce çıktığı oluyor ama bu ürünü kullanmaya başladığımdan beri sivilcelerle iletişimim epey koptu. (:
   Bu görmüş olduğunuz daha koyu renkli ürün ise yukarıdaki ürünü ararken yanlışlıkla almış olduğum siyah nokta temizleme losyonu. (: Aceleyle Gratis'e girip göz yanılması sonucu aldığım ama çok memnun kaldığım bir ürün. Ben bu losyonu genelde duştan sonra yumuşamış ve gözenekleri açılmış olan cildime disk pamuk yardımıyla uyguluyorum. Bu losyonu da düzenli kullanıyorum üzerine ve siyah noktalarımdaki o derinliğin gittiğini ve yeni oluşanların oldukça cılız ve her an temizlenmeye hazır olduklarını farkedebiliyorum.








     Eğer makyajınızı temizledikten sonra cildinizin tamamen temizlenmediğini hissediyorsanız ya da yeni bir losyon arayışı içindeyseniz mutlaka denemenizi öneririm. Aynı zamanda siyah noktalarla ciddi problemleriniz varsa siyah noktalar için olan losyon da oldukça başarılı. Tabiki alıp evde bekletince hiçbir işe yaramıyor. Düzenli kullanmadıktan sonra bir faydasını göremiyoruz. 

Sevgiler
Zeyrik

Follow my blog with Bloglovin

Schwarzkopf Gliss Sıvı Saç Kremi




        Bu yazıda Schwarzkopf'un sıvı saç kreminden bahsedeceğim. Kullanımı oldukça kolay saçı ağırlaştırmayan ve yağlandırmayan bir ürün olduğunu en başta belirtmem gerek (:




      Bir kaç yıl önce saçlarım duştan çıktıktan sonra taramakta güçlük çektiğim için nemli saçı açmada kolaylık sağlasın diye aldım. Aslında sıvı saç kremlerine pek inancım yoktu ama denemekten zarar gelmeyeceğini düşündüm. Sonunda vazgeçilmezim oldu. (:

   Bu sıvı kremi saçımı taramadan önce nemli saça uyguluyorum. Duşta saç kremi kullanmama rağmen taramadan önce daha rahat açılması için mutlaka başka bir şeye daha ihtiyaç duyuyorum ve bu kremi kullanıyorum. Aynı zamanda deniz kenarına götürmüşlüğüm de var. (: Denizden çıktıktan sonra tuzlu su saçlarımı sert ve açılması çok zor bir hale soktuğu için hemen bu kremi sıkıp tarıyorum ve daha düzgün kurumuş oluyorlar. 

     Bu sıvı kremin birkaç farklı çeşidi var. Ben kuru ve yıpranmış saçlar için olanını aldım. Saçlarınız kolay taranmıyorsa denemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Gratis'te indirimdeyken bitmekte olanın yerine hemen yenisini ekledim. Kaçıncı şişe hatırlamıyorum (:



Keyifli okumalar
Zeyrik
Follow my blog with Bloglovin

4 Temmuz 2015 Cumartesi

Makyaj Bazları




     Makyaj malzemelerine karşı her zaman özel bir ilgim olmuştur. Özellikle son zamanlarda çıkan sevimli mi sevimli paketleri olan ürünlere karşı koyamıyorum. (:


     Makyajla ilgili birçok şey yazıp çiziliyor. Ben de çoğunu ilgiyle takip ediyorum ve zamanla bilgi sahibi olduğumu düşünüyorum. Bu nedenle bu yazımda size ten makyajının olmazsa olmazı benim de kullandığım makyaj bazlarından bahsedeceğim. Üç farklı baz kullanıyorum ve hepsinden memnunum.

     İlk bazım ValentineD Primer Base Trucco. Oldukça komik bir fiyatla aldığım küçücük bir ürün. Makyaj bazıyla ilk tanışmam hatta. Bu bazı bloglarda araştırma yaparken keşfettim ve hemen Gratis'ten bir tane edindim. Yapısı şeffaf ve yüze yumuşaklık veriyor. Cildi pürüzsüzleştiriyor ve makyajı uzun süre kalıcı sağlıyor. Ben fondöten kullanmıyorum yalnızca BB krem kullanıyorum ve tüm gün uzun süre BB kremin kalıcı olmasını sağlıyor.























     İkincisi Flormar Illuminating Primer. Bu bazı da merak ettiğim için almıştım. Flormar son zamanlarda makyaj ürünlerinin kalitesi arttırdı. Ben de oje bakarken gözüme bu ürün çarptı ve şişesi de ilgilimi çektiği için aldım. Bu baz nemlendirici krem gibi aynı zamanda. Bazın altına nemlendirici sürmem gerekmiyor. Cildim yağlı olduğu için de aslında çok problem olmuyor nemlendirici. Uygulaması çok kolay. Cildi nemlendiriyor ve üzerine direk BB kremi uyguladığım zaman dalgalanma olmuyor hemen emiliyor krem.



 Görüldüğü gibi bazı epey kullandım. Küçücük kaldı. (:

















     Sonuncusu Benefit The PoreFessional. Benefit'in küçük setlerinden Primping With The Stars'ı almıştım. Bu setin içinde küçük her cilt tonuna uygun fondöten Some Kind a Gorgeous medium, Stay Don't Stray concealer, Girls Meet Pearl aydınlatıcı,Benetint sıvı allık, They're Real rimel ve bahsettiğim baz bulunuyor. Az miktarda hepsi ama uzun süre kullanılabiliyor. Bu ürünlerin hepsinden de memnunum özellikle rimel, sıvı allık ve concealer sürekli kullandığım parçalar. Benefit'in bazı ten renginde ve çok yayarak değil hafif bastırarak uyguladığınızda çok güzel pürüzsüz bir sonuç alıyorsunuz. Uygulama sonrası ciltteki gözeneklerin dolduğunu görebiliyorsunuz. Makyajın kalıcılığını ve kalitesini artırıyor. 


     Kullandığım bu üç bazdan çok memnunum. Ama içlerinden en çok Flormar'ı kullandım. Çünkü cildi nemlendirdiği için özellikle sabah erken kalkma durumda kaldığımda makyaj yapma süresini bir nebze de olsa kısaltıyor. Benefit'i daha çok makyajı uzun süre kullanacağım zamanlarda kullanıyorum. Eğer sabah vaktim varsa da ValentineD'yi kullanıyorum ya da o gün canım hangisini istiyorsa onu. (: 


      Bahsettiğim Benefit setini de yazıma ekledim. İçindeki ürünler küçücük ama görsel olarak inanılmaz sevimli. (: Kullandıkça da ürünlerin başarısına hayran kalmıyor değilim. Denemenizi tavsiye ederim hem bu seti alında küçük tester denemesi yapmış gibi oluyorsunuz. (:
Sevgiler
Zeyrik


Follow my blog with Bloglovin