Bu kitabı geçen kıştan beri çok satanlar kısmında görüyordum. Gözüme çarptı çarpmasına ama nedense daha yeni alıp okudum. Sabahattin Ali'nin okuduğum ilk kitabı. Tabi bu söylediklerimin hepsini utanarak söylüyorum. Çünkü böyle bir eseri daha önce nasıl gözden kaçırdığıma ve kitapları bu kadar severken nasıl ülkemizin usta kalemlerine hakaret eder gibi bu kısacık öyküyü bile nihayet okuyabilmeme çok kızıyorum.
Elimdeki kitap, Yapı Kredi Yayıları'nın 72. baskısı. İlk basımı 1943 yılında olan kitabın 72. baskısında da dil ve anlatımında sadeliğe gidilmemiş. Eski Türkçe kelimeleri dipnot eklenerek şimdiki anlamları sayfanın altına yazılmış. Bu zaten benim için başlı başına cezbedici bir durum.
İçeriğinden bahsetmek gerekirse; kitabın başlarında bir ara sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Fakat Raif Efendi'yi -ki kendisi bizim baş karakterimiz olur- okumaya başladıktan sonra keşke biraz daha uzun olsaydı diye düşünmeden edemedim. Haddime olmayarak söylemeliyim ki, karakterler kusursuz işlenmiş. Raif Efendi benim kırk yıllık dostum sanki... Aynı zamanda, diğer karakterler ve o zamanki sosyal yaşam açık ve yoğun şekilde yansıtılmış. Kitabın akıcılığı, büyük bir edebi eser olmasına rağmen ağır değil. Evet, kısa bir roman da olsa -ki yazar roman erine uzun hikaye demeyi tercih ediyormuş- baştan sona yoğun bir kurguya sahip.
Ben okumakta çok geç kaldım. Ama sonunda okudum ve kitaplığımda kendisine yer verdim bu esere. Okumayanlar ve okumakla okumamak arasında kalanlar hala varsa eğer hiç vakit kaybetmeden almalısınız.
Sevgiler
Bende bayilarak okumustum.
YanıtlaSilNurluguzellik.blogspot.com.tr